Site Loader

Muğla taraflarını keşfetmeyi ailecek bayıldığımız için bize göre yeni bir yer olan Ekincik Köyü’nü deneyelim dedik.Eğer çok gözümüz tutmazsa hemmen moralimizi düzelticeğine emin olduğumuz müthiiş bir yer olan Selimiye’yi programa koyduk.Çok uzun bir tatil planlamamıştık zaten.Toplam 4 gün sürücek olan küçük bir kaçamaktı.Neyse, tatilin detaylarına geçelim o zaman.

  1. GÜN

Ekincik, Köyceğiz’in 400 nüfuslu tatlı bir köyü. Fazla popüler olmaması nedeniyle yemyeşil doğasını korumayı başarmış ve orda bulunan pansiyonlar da bu nedenle çok uçuk fiyatlı değiller. Ama tabii birkaç yıl içinde ne olacağını bilemeyiz. Olur da bir ünlü orda görülürse duymayan görmeyen kalmaz artık. Nazar değmesin diyelim ne diyelim o zaman

İzmir’den sabah 8 gibi ilk durağımız olan Ekincik’e doğru yola çıktık.Yaklaşık 1,5 saatlik bir kahvaltıyla birlikte 13.00 gibi kalacağımız Ekincik Pansiyon’a yerleştik.Ekincik öyle sandığınız gibi Bodrum, Çeşme gibi beach clublarda takılabiliceğiniz, happy hourlarla coşabileceğiniz bir yer değil üzgünüm. -ehe-

Kahvaltı yaptığımız yerin Akyaka manzarası

Gerçekten çok küçük bir koy ve en fazla 5-6 tane pansiyon var.Otel hiç yok zaten.Kamp alanları var sıklıkla.Kamp yapmak isteyenler için belki çok daha uygun olabilir.Mangan alanları, duşları var.Fena değildi yani gözlemlediğim kadarıyla.Ama çoook kalabalıktı.O yüzden bilemedim.Siz düşünün.

Ekincik’in küçük koyu

Fazla yapılacak bir şey de yok aslında.Özellikle akşamları, sadece bir etrafı dolanıp tekrar pansiyona döndük biz mesela.Küçük teknelerle tekne turu yapabilirsiniz.Dalyan, İztuzu plajı gibi yerlere götürüyorlar.

Buraya bakabileceğiniz birkaç pansiyon bırakıyorum :

Ekincik Pansiyon

Onuncu Köy Pansiyon

Villa Salkım

İlk gün olduğu için tatile biraz yavaş başlayalım dedik ve sahile gidip şezlong ve şemsiye kiraladık.Bu arada çok uygun fiyatlıydı.Şemsiye ve şezlong ikisi 10 tl gibi bir fiyat.Ama o kadar kalabalıktı ki zar zor yer bulduk.Bu kadar az bilinen ve küçük bir yer için çok fazla insan vardı.Belki de pazar günü olmasından kaynaklanan bir durumdu.

2. GÜN

İkinci gün önceden ayarladığımız jeep safari turuna katıldık.Ama bunun için Dalyan’a gittik.Çünkü Ekincik taraflarında böyle bir aktivite yok.Öyle bir plan yaparsanız yaklaşık 40 dakikada Dalyan’a varabilirsiniz.Ve aşşşırı öneririm.Bu yaptığımız ilk safari turu değildi ama öncekinden çook daha iyiydi.Bir de safari diyorum ama öyle aslanlar, kaplanlar görülmüyor bu turda.Amaç safari arabalarıyla insanları off-road yaparak dolaştırmak.İşe heyecan katmak yani birazcık.

Safari turu

Neyse, ilkini 2 sene önce Marmaris’te yapmıştık.Aslında o zaman beğenmiştim, eğlenmiştim.Ama şimdi asıl safariyi yaptığımı düşünüyorum.Önceden söyliyim bazılarına ekstrem gelebilir.Çünkü çukurların içinden, yüksek tepelerin üstünden hızlıca geçiliyor ve arabanın içinde deli gibi hoplayıp zıplıyorsunuz.En son ben kardeşimin bacağına sarılırken buldum kendimi.Zaten çamur içinde kalıyorsunuz.Çünkü denize girdikten sonra arabada tozu ağzınıza yüzünüze bir güzel yiyorsunuz.

Böyle anlatınca sanki rezil olmak için para veriyormuşuz gibi geliyor.Ama müthiş bir deneyimdi.Özellikle en eğlenceli kısmı da hiç tanımadığım insanlarla su savaşı yapmaktı.Dikkat edin çünkü bir anda kafanızdan aşağıya bir kova su yiyebilirsiniz.Ben çok yedim.

Fiyatından bahsediyim.Biz kişi başı 120 tl ödedik.Öğle yemeği de içindeydi ama içecekler ekstraydı.Onun dışında alacağınız şeyler de ekstra sayılıyor.

Safari turunda durulan bir sahil

3. GÜN

Ekincik’i çook beğenmediğimiz için Selimiye’ye erkenden gidelim dedik.O yüzden sabah kahvaltıdan sonra hemen yola koyulduk.

Selimiye, Marmaris’e bağlı Muğla ilinde bulunuyor.Deniz ürünlerini çok görüceksiniz.Çünkü halkı bunlarla geçiniyormuş.Ama şehir dışından gelenlerin yoğunluğu yüzünden ben hiç oranın yerlisini göremedim.

Selimiye’de Badem Çiçeği Pansiyonu’nda kaldık.Kahvaltı veriliyor sadece ama öğle veya akşam yemeğini ücret ödeyerek orda yiyebilirsiniz.Ama biz yeni yerler görmek için farklı yerlerde yedik hep.

Odalar çok güzeldi ve oldukça temizdi.Bu konuda sıkıntı çıkacağını düşünmüyorum.Masal gibi bir pansiyondu.

İlk gün pansiyonun önündeki denize girdik.Ayrıca pansiyona ait şezlonglar da vardı.Denizi ne çok sıcak ne çok soğuk.Tam ideal bir sıcaklıktaydı bence.

Selimiye’nin kötü tarafı bence çok pahalı olması.Bir waffle yiyorum 25-30 tl gibi bir fiyat ödüyorum mesela.Dondurma da çok pahalı.Topu 4-5 tl gibi bir şeydi.Öyle muhteşem de değil hepsi.Her yerde yedikleriniz gibi yani.

Ama görüp görebileceğiniz en güzel manzaralara, gün batımlarına sahip Selimiye.Yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri bu manzara karşısında yemek yemek burda.Fazla büyük bir yer değil.Öyle çok büyük oteller, binalar yok.Ama cıvıl cıvıl, eğlenceli bir yer.Böyle sakin ve hareketlinin tam ortası bir yer burası.

Sığ Limanı Koyu

4. GÜN

Selimiye’de kesinlikle tekne turu yapmalısınız.Çünkü şu yukarda görülen gibi muhteşem koylara sahip.Öğle yemeği vericeğiniz fiyatın içinde ama ayrıca yiyecek-içecek alırsanız ekstra oluyor.Genelde sabah 10’da başlayıp 5-6 gibi bitiyor tur.Bir gününüzü tekneye ayırabilirseniz çok güzel olur.

Tekne turu akşamında güzel bir yemek yedik ailecek.Etrafı dolaştık biraz.Selimiye de çok büyük bir yer değil ama çok güzel cafeler, barlar var.O yüzden fazla sıkılacağınızı düşünmüyorum.

Ertesi gün pansiyonun önünden biraz denize girdik.Sonra da rahat rahat eve doğruu yola koyulduk.

iremarass

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sosyal Medya

  • Kategoriler