Site Loader

Chios – Sakız Adası

Dolar ve Euro’nun alıp başını gittiği şu zamanlarda insanımıza güzel bir yurtdışı tatili yapmak resmen haram oldu. Biz de ailecek Euro mağdurlarıyız. Yazın yapmak istediğimiz İtalya turu euronun bize orta parmak göstermesiyle iptal edildi. Aslında sırf euroyu suçlayamam bu konuda. Daha detaya girecek olursam kardeşimin sınav senesinin de bunda büyük bir payı var. Burdan canım kardeşime selamlar yolluyorum. Seni seviyorum.

Neyse, bu yüzden, hemmeen başka alternatiflere göz gezdirdik ve sonunda güzel bir tatil yapabildik. Hayaller İtalya, hayatlar Sakız Adası oldu biraz. Tatilin detaylarını, nerelerde kaldığımızı, neler yaptığımızı teker teker buraya yazıyorum. Siz de eğer İzmir’de oturuyorsanız ve bir yurtdışı gezisi yapmak istiyorsanız Chios güzel bir seçecenek olabilir.

1.Sakız Adası’na ulaşım

Çeşme Limanı’ndan kalkan gemilerle ulaşımı sağlayabilirsiniz. Ertürk Lines, Turyol veya Sunrise şirketlerinden biletinizi alabilirsiniz.

Biz Ertürk’ün katamaranını tercih ettik. Çünkü 20 dakika gibi kısa bir süreyle karşıya geçebiliyorsunuz. Günde iki kez kalkıyor bu gemiler.

Sabah 9 ve akşam 6.

Ama orasının Yunanistan olduğunu unutmayın tabii kii pasaport ve vize gerekiyor. Benim yeşil pasaportum olduğu için vizeyle ilgili bir problemim olmadı. ( yeşil pasaportumun bitmesine son 4 yıl 8 ay 🙁 ) Ama sanırım kapı vizesi almanız gerekiyor giriş yapabilmeniz için.

2. Sakız Adası’nı nasıl gezebilirsiniz?

Küçücüük gibi görünse de gezilecek görülecek çook yeri var Sakız’ın. Sakin bir tatil yeri.Biz turla gezmeyi tercih ettik. Ama isteyenler araç veya motor kiralayıp kendileri de gezebilirler istediği gibi. Tur fiyatları kişi başı 20 euro. Araba kiralamak isterseniz 50-70 euro gibi farklılık gösterebiliyor.

 Kuzey ada :

  • Yel Değirmenleri
Yel değirmenlerinin pervaneleri maalesef biz gittiğimiz zaman çıkartılmıştı. 🙁 

 

  • Daskolopetra

Homeros’un öğrencilerine ders anlattığı yeri burada görebilirsiniz.

  • Lagkada
Lagkada’nın denizi gerçekten çok güzel, sıcacıktı.

Küçük, tatlı bir balıkçı kasabasıdır. Biz burda yemek yiyip denize girdik. Yemeğimizi yemekleriyle ünlü olan Passas Restaurant’ta yedik gayet lezzetliydi. Ama şöyle bir şey var ki bu yunanların porsiyonları aşşşırı büyük. Yani maşşallah kendileri nasıl yiyorsa artık. Hiçbir zaman tabağımı bitiremedim. O yüzden yemek sipariş ederken porsiyonun büyüklüğünü ya da bir şeyden kaç adet olduğunu sorun bence. Üzülüyorum yoksa israf oluyor çok 🙁

Ayrıca -ben yapamadım ama siz yapın- Lagkada’dan Inousses adasına küçük teknelerle gidilebiliyor. Burda yaşayan Yorgo adında bir kaptan isteyenleri  karşıya geçirebiliyor. Yaklaşık 30 dakikada gidiliyormuş. Yorgo amcayla fiyatını anlaşıp küçük gruplarla gidebiliyormuşsunuz.

  • Kardamyla

Burası da küçücük Foça benzeri bir sahil köyü. Öyle büyük restorantlar yok hiç. Bizim buradaki kıraathane benzeri yerler veya cafe türü şirin yerler var. Gelip bir bira içip kalkabilirsiniz.

Güney Ada  :

  • -Armolia :

Sakız ağaçlarının yoğunlukla bulunduğu bir bölge burası. Bu arada bu sakız, adanın sadece güneyinde yetişebiliyor kesinlikle başka yerlerde büyütülemiyor.O yüzden güneyliler Tanrı’nın onları kutsadığına inanırlarmış. (Tabii bunun bilimsel bir açıklaması var)

  • Pyrgi
Pyrgi evleri

Burası ise Picasso’nun, Kristof Kolomb’un gezip gördüğü masalsı bir köy. Picasso abimiz demiş ki;

‘Ben geometrik desenli tablolarımı yapmaya yıllarımı adadım. Bu köyü gördükten sonra burayı çok kıskandım ‘

Böyle dediği için Pyrgi’ye ayrıca Picasso’nun kıskandığı köy de deniliyormuş. Gelmişken Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfetmeden önce 7-8 ay yaşadığı evin önünden de geçtik.Bir de şöyle bir inanılış var. Kolomb’un evinin önünde fotoğraf çekilen Amerika’ya gidiyormuş arkadaşlaar.Ben durur muyum tabi ki çekildim.Bu fırsatı kaçıramazdım.

Pyrgi’nin dar sokakları
Pyrgi Kilisesi

 

  • Mesta 

Sanırım içlerinde en çok beğendiğim köy burasıydı. Labirent gibi dar sokakları, taş evleri beni bir ortaçağ filminde gibi hissettirdi.

  • Olimpi Mağarası

Gidemedik ama görmenizi tavsiye ederim.

  • Mavra Volia

Görmeyi en çok istediğim yerdi.Eskiden patlayan bir yanardağ sonucu sahildeki taşlar simsiyah olmuş.Özellikle denizde dalınca ürkütücü bir manzarayla karşılaşıyormuşsunuz. Çook istedim ama maalesef. Bir dahaki sefere kesinlikle gidicem.

Kardeşimle kaldığımız otelin odasının müthiş manzarası. Karşısı İzmir arkadaşlaar.Bu arada kaldığımız otel Chios Chandris Hotel.Nasıldı diye soracak olursanız beğendik biz ailecek.Kahvaltı dahildi fakat diğer yemekleri ücretliydi.Ama zaten akşamları biz dışar çıkıp merkezde yemek yemeyi tercih ettik.Aslında Yunan halkının arasına karışmak istedik biraz.Siz de böyle yapabilirsiniz bence çok tatlı bir yer.

Merkez kısmının akşam üstü manzarası
Sakız Adası’nın ara sokakları

4.Sakız Adası ilginç bilgiler

Adanın kuzey tarafı daha dağlık bir bölge, güney tarafı sakız ağaçları dolayısıyla da daha yeşillik.

Kuzeyde yaşayanlar daha varlıklı insanlar, güneyde olanlar tarımla geçinen çiftçi kısmı daha çok

Şimdi bu gelenek çok katı bir şekilde uygulanmasa da burada düğün masraflarını, evi, evin içini, her şeyi kız tarafı ödermiş.Kuzeyden bir kız alırsanız yaşadınız yani burda.

Genellikle duyulan isimler hep Yorgo, Dimitri gibidir. Çünkü çocuklarının isimlerini babaanne veya dedelerinin isimlerini koymak burada katı bir gelenek olmuş.Çok ciddiler bu konuda.Asla tartışamazsınız.

Her yerde domuz eti görüceksiniz.Eğer bununla ilgili bir sorununuz varsa kendinizi hazırlayarak gidin.Ama tabi ki sırf domuz eti yok.Yemek konusunda sıkıntı yaşayacağınızı sanmıyorum.Çünkü Türklere çok alışkınlar ve çoğu yerde döner, dürüm gibi yiyecekler var.Menüleri bile Türkçe bazı yerlerin.Zaten bunların hepsi merkez kısmında ve zamanınızın çoğunu burada geçirirsiniz diye düşünüyorum.

Merkezdeki restorantlar

Özellikle akşamları sabah siesta yapan Yunanlılar bir anda deliklerinden çıkıyorlar.Herkes bana orada Türk kaynadığını söylemişti gitmeden önce.Ama ben turlar dışında neredeyse hiç görmedim.

Tek sıkıntı şu siestaları maalesef.Hafta içi her gün 14.00-17.00 arası siesta zamanları oluyor.Cumartesi günleri yarım gün açık dükkanlar, Pazar günü ise her yer tamamen kapalı.Ben aslında bu siestaların tamamen dinlenmek, yatmak amaçlı olduğunu düşünmüştüm ama hiç de öyle değilmiş.Günahlarını almışım boşuna.Gerçek şuymuş; burada yaşayan çoğu insanların tarlası varmış.Siesta zamanlarında tarlalarına gidip orada çalışıyorlarmış.

iremarass

One Reply to “Yurtdışı tadında bir tatil”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sosyal Medya

  • Kategoriler